Mikro Endodonti

Diş Hekimliğinde son gelişmelerden bir taneside çeşitli tedavilerin mikroskop altında gerçekleştirilebilmesidir.

Diş Eti Estetiği

Göze hoş gelen, uyumlu ve temiz bir gülümseme oluşturmanın ilk adımı diş ve dişeti uyumunu sağlamaktır.

İmplant Sistemleri

Kaybedilen dişlerin yerine konulması amacı ile çene kemiği içerisine yerleştirilen, çoğunlukla vida şeklinde yapay köklere dental implant denir.

Güçlendirilmiş Sermaikler

Seramikler dişlerin sadece ön yüzeyinde uygulanması ve diş dokusunda minimal doku kaybının avantajı ile ön plana çıkmıştır.

Adeziv sistem (BONDING)

Günümüz Dişhekimliğinde minimum madde kaybı ile fonksiyonun ve estetiğin kazanımı ilke haline gelmiştir.

Seramik Dolgular

Estetik dolgu maddeleridir (bonding); fakat amalgam kadar dirençli değillerdir. En çok ön dişlerde kullanılırlar.

Diş Hekimliğinde son gelişmelerden bir taneside çeşitli tedavilerin mikroskop altında gerçekleştirilebilmesidir.

Göze hoş gelen, uyumlu ve temiz bir gülümseme oluşturmanın ilk adımı diş ve dişeti uyumunu sağlamaktır.

Kaybedilen dişlerin yerine konulması amacı ile çene kemiği içerisine yerleştirilen, çoğunlukla vida şeklinde yapay köklere dental implant denir.Kaybedilen dişlerin yerine konulması amacı ile çene kemiği içerisine yerleştirilen, çoğunlukla vida şeklinde yapay köklere dental implant denir.

Dental implantlar;

  • Tek diş eksikliğinde, boşluğa komşu dişlerin küçültülerek sabit protez (köprü) desteği olarak kullanılmasının arzu edilmediği durumlarda,
  • Çenenin en arkasındaki dişlerin olmadığı dolayısı ile sabit protez (köprü)  yapılamayan durumlarda, hareketli  (birey tarafından takılıp çıkarılan) protez yapımının arzu edilmediği durumlarda,
  • Tamamen dişsiz çenelerde, çene kemiğinin silikleşmesi sonucu total protez (damak) kullanımının zorlaştığı hatta imkansızlaştığı durumlarda protezin ağız içerisinde oynamasının sonlandırılması amacı ile kullanılırlar.

Zirkonyum:

Dişhekimliği fonksiyon ve sağlamlığın yanında ışık geçirgenliği ile doğal görüntü veren değerli maddelerin kullanımına yönelmiştir.İsmini Arapça ve Farsçada altın rengi anlamına gelen Zargun kelimesinden alan Zirkonyum oksit Dişhekimliğinde Cercon olarak yer bulmuştur.Opak ve beyaz bir yapıya sahip olan cercon ışık geçirgenliğiyle aranır özellikleri karşılamıştır. Estetik ve protetik tedavilerde son dönemde geliştirilen Zirkon gibi doku dostu, yüksek dirençli, renk bütünlüğünü tamamlayan, alerjik reaksiyonlara sebep vermeyen, sıcak soğuk hassasiyeti yok eden, doğal bir üründür. Bilgisayar teknolojisinin diş hekimliğinde Zirkon ile pekiştirilmesi hata payını minimuma indirmektedir.

Bu yeni geliştirilmiş full seramik materiyal ile yüksek stabiliteye sahip restorasyonlar yapılabilmektedir. Başlangıçta tek kron ve üç üyeli köprüler ile sınırlı olan zirkon bugün geliştirilmiş yüksek stabiliteye sahip 14 üyeli tek parça restorasyonlar yapılabilmektedir.Ytrium ile desteklenmiş Zirkonyum dioksit ( sertleşmemiş frezelenmeye uygun halde ) ön siterlenmesi tamamlanıp kazıma için hazır hale getirilmektedir. Hacim olarak %25 daha büyük frezlenen restorasyon yaklaşık 1500 C deki sinterlenme fırının da orijinal boyutuna geri döner. Bu sırada zirkonyum maximum dayanıklılığına ulaşır; bu da yaklaşık 1200 mpa bükülme katsayısına eş değerdir. Zirkon materyali sinterleme öncesinde daldırma yöntemiyle Vita renk skalasının 16 rengine boyanabilir ve sıvı renkler zirkonyumun sinterlenmesi esnasında 0,2 mmiçine ayrılmaksızın nüfuz eder.Kullanılan boyalar her bölgeye 0,2 mmkalınlığında nüfuz ettiğinden bağlantı noktaları zayıflamaz ve gerekli stabiliteyi korur.

Zirkonyum restorasyonlar özel olarak geliştirilmiş yeni bir freze sistemi kullanılarak gerçekleştirilir. Bu sistem ile her tür preparasyon ( bıçak sırtı,epolman,shampfer ) kolaylıkla yapılabilir. Paralel olmayan kesimler dahil makinanın 5 aks üzerindeki hareket kabiliyetinden dolayı kolaylıkla frezlenebilir. Her tür abutmant inley ve inley köprüler yapılabilir.

Galvano:

Dişhekimliğinde estetik seramiklerle üst seviyelere taşınmış ve seramiklerin estetiğini fonksiyon görmeleri sırasında güçlü alt yapılarına ihtiyacı doğurmuştur.Alt yapıda kullanılacak maddelerde doku uyumunun çok iyi olması, dişetinde allerjik reaksiyonlara sebep vermemesi,üst yapılarına uygulanacak estetik seramiklerle uyumulu olması aranmaktadır.Dişhekimliğinde altın; doku uyumu,seramiklerle uyumlu estetiği, sağlamlılığı yüzünden uzun yıllardır kullanım olanağı bulmuştur.
 Galvano sistemi altın madeninin elektroliz yöntemi ile Seramik estetik açıdan değerlendirildiğinde metal çekirdeğin ince ve eşit kalınlıkta olması yeterli kalınlıkta seramik işlenmesine ve dolayısıyla ışığı geçime kabiliyetinin artmasına ve doğal restorasyonların yapımına olanak tanımaktadır seramik uygulamalarda alt yapı maddesinin oluşturulma işlemidir.Elektroliz yöntemi mükemmel alt yapı oluşumuna olanak vermektedir.Galvano uygulama ile doku dostu, seramiklerle renk uyumu çok iyi olan altının günümüzde de kullanımında ağırlık kazanmaya başlamıştır.Döküm yapılmadan güdük üzerinde metal çekirdek elde edilmesi esasına dayanan
Galvanonun diş adaptasyonu oldukça yüksektir. 24 ayar altın olduğundan doku dostudur.Kuronların seramik estetiği açısından konvansiyonel metal-seramik çalışmalara göre daha üstündür.En önemli avantajı marjinal kenar uyumları ve eşit kalınlıkta olmasıdır.Seramik estetik açıdan değerlendirildiğinde metal çekirdeğin ince ve eşit kalınlıkta olması yeterli kalınlıkta seramik işlenmesine ve dolayısıyla ışığı geçime kabiliyetinin artmasına ve doğal restorasyonların yapımına olanak tanımaktadır.

Wolceram:

Günümüz dişhekimliği teknolojisi kimyasal ve elektriksel gelişmelerden yararlanıp elektrofores yöntemini seramik alt yapılarda kullanılır hale getirmiştir.Yüzyıldır dişhekimliği estetiğin sağlam bir alt yapıyla entegrasyonunu aramış ve bir çok arayışları denemiştir.Estetik seramikle sağlanmış ama seramiğin alt yapıyla ışık geçirgenliği uyumunu metallerle başaramamıştır.Alt yapıda seramiğin kendisi presleyerek denemiş ön bölge dişlerde sağlamlığı kısıtlı kalmıştır.Son yıllarda alt yapıda zırkonyum di oksit ve alümina di oksiti kullanmış hem estetiğe hemde sağlamlığa ulaşmış fakat yüksek direnci ve tam dişe uyumu sağlayamamıştır.

Nihayet Almanya da Dişteknisyeni Stefanel Wall tarafından, elektrofores sisteminin likit zirkonya (AlO2-ZnO2) ile seramik alt yapıda kullanılmasına imkan veren Wolceram sistemi geliştirilmiş ve estetiğin, ışık geçirgenliği ve estetiğe uyumlu sağlam alt yapı ile bütünleşmesine imkan vermiştir.Günümüz dişhekimliği teknolojisi kimyasal ve elektriksel gelişmelerden yararlanıp elektrofores yöntemini seramik alt yapılarda kullanılır hale getirmiştir.

  • Yüzyıldır dişhekimliği estetiğin sağlam bir alt yapıyla entegrasyonunu aramış ve bir çok arayışları denemiştir.Estetik seramikle sağlanmış ama seramiğin alt yapıyla ışık geçirgenliği uyumunu metallerle başaramamıştır.Alt yapıda seramiğin kendisi presleyerek denemiş ön bölge dişlerde sağlamlığı kısıtlı kalmıştır.Son yıllarda alt yapıda zırkonyum di oksit ve alümina di oksiti kullanmış hem estetiğe hemde sağlamlığa ulaşmış fakat yüksek direnci ve tam dişe uyumu sağlayamamıştır.Nihayet Almanya da Dişteknisyeni Stefanel Wall tarafından, elektrofores sisteminin likit zirkonya (AlO2-ZnO2) ile seramik alt yapıda kullanılmasına imkan veren Wolceram sistemi geliştirilmiş ve estetiğin, ışık geçirgenliği ve estetiğe uyumlu sağlam alt yapı ile bütünleşmesine imkan vermiştir.


Wolceram sistemi, gerek güçlü alt yapısı gerekse üst seramik yapısı ile doku uyumu ve naturelliğin sonucu estetik başarıyı mükemmele yakın hale getirmiştir.


Wolceram sisteminin avantajları;

  • 1500 megapascal değerinde yüksek direnç gücü
  • Doku dostu olması ve allerjik reaksiyonlara yol açmaması
  • Üst seramik yapı ile yüksek derecede bağlantıya imkan vermesi
  • Yüksek ışık geçirgenliği ile naturel görünüme destek sağlaması
  • Alt yapıda ve üst yapıda diş rengi çalışma skalasının çeşitliliği
  • Fazla miktardaki diş kayıplarında uzun köprü yapımına izin vermesi
  • İmplant üst yapıda yüksek direncinden ve tam uyumundan dolayı kullanılabilmesi
  • Hafif olması nedeni ile hasta tarafından yabancılık hissi uyandırmayışı
  • Kısa sürede imal edilebilme imkanı.

Procera (alümina oksit) :

Cad-Cam yani ağız içi görüntülemenin bilgisayara aktarımı ve okunan bilgilerin yönetimiyle doku dostu olan ürünlerden Procera kullanımı Dişhekimliğinde yer bulmuştur.Procera laboratuar ortamında yaşanan tüm olumsuzlukları ortadan kaldırmak için geliştirilmiş üstün teknoloji ürünüdür.üretimi İsveç te yapılmakta olup doku uyumu çok yüksek ve estetik beklentiyi tam karşılayan ürün olarak kullanılmaktadır.Alümina oksit doku uyumu yüksek olduğundan allerjik reaksiyonlara sebep olmaz. 

Procera alt yapı 3 değişik malzemeden üretilmektedir : 


Procera AllCeram ( AlO2 ) 0.4 mm Opak 0.4 mm Saydam 0.6 mm Opak Procera AllZirkon ( Zirkonyum ) Procera AllTitan ( Titanyum - % 99.9 saflıkta )


Procera AllCeram klasik yöntemlerle yapılan metalsiz porselenlerden çok daha fazla dayanıklıdır. Procera AlCeram kopingde kullanılan AlO2 sinterize edilmiş AlO2'tir. Klasik yöntemlerle laboratuvar ortamında üretilen kopinglerle Procera arasında çok büyük bir dayanıklılık farkı vardır.Procera AllZirkon, daha fazla dayanıklılık gerektiren restorasyonlar için idealdir. Alternatif materyallerin hiçbiri Procera'nın materyal dayanıklılığına ulaşamamaktadır. Daha fazla kuvvet alan arka diş restorasyonlar için uygundur.

Cercon (zirkonyum oksit) :

Dişhekimliği fonksiyon ve sağlamlığın yanında ışık geçirgenliği ile doğal görüntü veren değerli maddelerin kullanımına yönelmiştir.İsmini Arapça ve Farsçada altın rengi anlamına gelen Zargun kelimesinden alan Zirkonyum oksit Dişhekimliğinde Cercon olarak yer bulmuştur.Opak ve beyaz bir yapıya sahip olan cercon ışık geçirgenliğiyle aranır özellikleri karşılamıştır. Estetik ve protetik tedavilerde son dönemde geliştirilen Cercon gibi doku dostu, yüksek dirençli, renk bütünlüğünü tamamlayan, alerjik reaksiyonlara sebep vermeyen, sıcak soğuk hassasiyeti yok eden, doğal bir üründür. Bilgisayar teknolojisinin diş hekimliğinde Cercon ile pekiştirilmesi hata payını miniimuma indrmektedir.


CERCON (Zirkonyum oksit) Avantajlar: 

Yüksek güç- 900 mPa Metal içermez  %100 Doku uyumlu Stabil,bozulmayan yapı Hafif translusent,beyaz renkli Estetik Yüksek teknoloji ürünü Tıpta 1969 yılından beri eklem protezlerinde başarılı kullanım Doğal görünüm Rahat kullanım Sıcak ve soğuğa karşı hassasiyet gelişmez Yüksek ışık geçirgenliği ile daha doğal bir görüntü Bilgisayar destekli üretim İmplant üstü kron ve köprü restorasyonlarda başarılı kullanım

Empress II

Empress; kelime anlamı baskı veya baskı altında demektir. Seramikler güçlü bir alt destek yapı olmadan dayanıksızlardır. Seramiklere alt yapı malzemesi olarak genelde metaller kullanılmış ama metallerin zayıf ışık geçirgenlilerinden ötürü mükemmel estetik sonuç alınamamıştır.Son yıllarda geliştirilen porselen laboratuar cihazlarının yardımı ile seramiklerin alt yapıları baskılanmış seramik maddesinden yapılır hale gelmiştir.Şeffaf tasarlanmış olan bu porselenler sağlamlık için metal kullanılmadığından, doğal diş minesi ile birebir aynı ışık geçirgenliğine ve doğallığına kavuşmuştur. 


Empress uygulamalarda tam renk uyumunun sağlanması,daha ince bir görüntü ve üstün naturel görünüm estetik beklentilerin çözümü olmuştur.Empress uygulamaların doku uyumunun çok iyi olması, allerji yapmamaları ve dişeti uyumlarının yüksek olması aranılan özelliklerdir.Unutulmamalıdır ki estetik, diş dişeti uyumunun fonksiyonla birleştirilmesiyle mümkün olacaktır.

Lamina Porselen:

İlk olarak 1940 yılı başlarında artistlerin gülümseme ve sanat dünyasındaki estetik görünümlerinin düzeltilmesi amacıyla geçici olarak kullanılan lamina seramikler,günümüzde daha güçlendirilmiş ve estetik olarak mükemmele yakın özellikler kazandırılmış olarak yer almıştır.Lamina seramikler dişlerin sadece ön yüzeyinde uygulanması ve diş dokusunda minimal doku kaybının avantajı ile ön plana çıkmıştır.


Ağızda mevcut  ön dişlerin form bozukluklarında,

Ön bölge diş renklenmelerinde,

Ön dişler arasındaki mesafenin açık olması,

Dişlerin ön yüzeyindeki çürüklerin dolgu ile estetik olarak çözümlenemediği durumlarda, Lamina porselen uygulamalar minimal diş dokusunun kaybı ile estetiği ve fonksiyonu yüksek başarıyla gerçek kılmaktadır.Lamina porselen uygulamaların klinik başarıları ilk 2-4 yıllarında %95-99 arası, 10 yıl sonra ise klinik başarı oranı %90 olarak saptanmıştır.

Günümüz Dişhekimliğinde minimum madde kaybı ile fonksiyonun ve estetiğin kazanımı ilke haline gelmiştir.Gülümsemenin arkasındaki büyülü ayna muntazam ve beyaz dişlerdir.Şekil ve renk bozukluğuna sahip dişler bir çok ortamda gülümsemeyi engellemekte sosyal ortamda bireyi yanlızlığa itmektedir.

Adeziv sistemleri; Dişin rengini veya şeklini değiştirmek, büyütmek ya da bir kusurunu tedavi etmek amacıyla dişe yapılan ilavelerdir. Bu amaçla kullanılan malzemeler (mikrofil ajanlar), doğal dişin dış yüzeyine tutturularak şekil ve renk bozuklukları kolayca giderilebilir. Bonding, günümüzde en çok ve en son uygulanan koruyucu dişhekimliği işlemlerinden biridir.

Çoğu durumda, en az miktarda diş kaybı ile bu işlem gerçekleştirilir. Mikrofil ajanlar dişin yapısına çok iyi uyum gösterdikleri için renk uyumları çok başarılıdır.Zamanla renklenmeleri dişin renklenmesi ile aynı ölçüdedir.Diş kaybının minimum bazende hiç olmaması uygulama zamanının kısa oluşu,uygulama esnasında çoğu kez anesteziye bile gerek duyulmaması ve ekonomik olmaları nedeniyle Adeziv uygulamalar tercih sebepleridir

Adeziv sistemlerinin tüm yaş gruplarına uygulanabilir olması geniş hasta portföyüne estetiğin ve fonksiyonun tekrar kazanımına imkan yaratır.

Amalgam Dolgular (Metal Dolgular):

Çok dayanıklı ve ekonomik bir dolgu maddesidir; fakat görünümü estetik değildir. İçinde % 70 gümüş, % 23 kalay, az miktarda bakır ve çinkodan oluşan tozun cıva ile karıştırılmasıyla hazırlanır. Karışım diş hekimi tarafından hazırlanan oyuğa yığılır ve dolgu birkaç saatte sertleşir. Özellikle  azı dişleri için günümüzde kullanılan en iyi dolgu maddesidir.

Porselen Dolgu, Simanlar, Kompozitler (diş renginde dolgu):

Estetik dolgu maddeleridir (bonding); fakat amalgam kadar dirençli değillerdir. En çok ön dişlerde kullanılırlar.

İnlaylar:

İnlaylar döküm, dolgulardır.Dolgu için şekillendirilmiş oyuğun (kavite) ölçüsü alındıktan sonra, laboratuvarda altın veya porselenden hazırlanır ve dişe yapıştırılır. Özel teknik ve çok hassas çalışma gerektirirler.

Amalgam nedir? 

Amalgam dolgular gümüş dolgular olarak da tanımlanır. Amalgam; gümüş, kalay ve bakır alaşımının, cıva ile karıştırılması ile elde edilir. Karışımın %45-50'sini oluşturan civa, metalleri birbirine bağlayarak dayanıklı bir dolgu malzemesi yaratmış olur. 150 yıldan beri geliştirilerek kullanılmakta olan amalgam dolgular, çok sayıda dişin korunarak ağızda kalmasına hizmet etmiştir.

Amalgamdaki civa zararlı mıdır? 

Amalgam dolgudaki civa zehirli değildir. Civa diğer metallerle birleştiğinde kimyasal yapısı değişir ve zararsız hale geçer. Çiğneme ve öğütme sonucunda ağızda açığa çıkan civa miktarı su, hava ve yiyeceklerde alınan miktardan çok daha küçüktür. Bütün bilimsel araştırmalarla civanın zararsız olduğu sonucuna varılmıştır. Amalgamlar söküldüğünde civanın oluşturduğu düşünülen bazı hastalıkların iyileştiği iddia edildiği halde bilimsel olarak ispatlanamamıştır.


Amalgam dolgulardan sonra kısa süreli bir sıcak-soğuk duyarlılığı olabilmekte ve bu zamanla kaybolmaktadır.Ancak ender olsa da bazı kişilerde ağızda çeşitli metaller bulunduğunda ya da çatal gibi başka bir metal girdiğinde elektriklenmeden doğan hassasiyetler olabilmektedir.

Kompozit dolgular nasıl yapılır?

Kompozit dolgular, hazırlanmış kavitelere tabaka tabaka yerleştirilir ve her tabaka özel bir ışık ile sertleştirilir. Bu işlem bitince kompozit dolgular dişe göre şekillendirilir ve düzeltilir. Bütün bu işlemler amalgam dolgu işleminden daha uzun sürer. Ancak amalgamın en az iki katı kadar daha pahalıdır. Kompozit dolguların ağızda kalma süresi de 7-10 yıldır ki bu süre amalgamın ömrüne yakındır

Kompozit reçinelerin avantaj ve dezavantajları: 

Bu dolguların en büyük avantajları estetik olmalarıdır. Ayrıca bu dolgular dişlere iyice bağlandığı için diş dokularını destekler, kırılmaları ve sıcaklık geçmesini engeller. Kompozitler, yalnızca çürükleri restore etmek için değil, dişlerin rengini ve biçimini değiştirerek kozmetik etkileri için de kullanılabilmektedirler. En önemli dezavantajı işlem sonrası duyarlılıkların olmasıdır. Dolguların renkleri, kahve, çay gibi boyayıcı yiyeceklerle de hafifçe değişebilmektedir.